29 Nisan 2020 Çarşamba

SAHİLLER KİMİN ?

Posted by   on


Kamusal alanlarımızı, sahillerimizi 
menfaat çevrelerine tahsis
etmekle görevli Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu kez Antalya Serik ilçesi sınırlarındaki Belek ve Kadriye sahiline el attı.


Geçtiğimiz Ocak ayında Bakanlık tarafından yapılan Çevre Düzeni Planı’nda, daha önce halkın denizden yararlanması için ayrılan ‘Günübirlik Tesis Alanı’ ve ‘Spor Alanı’ ile ‘Orman Yangın Üssü Alanı’ niteliğindeki kıyı arazisinin büyük bir kısmı ‘Turizm Tesis Alanı’na dönüştürülmek isteniyor.


Oysa söz konusu alanlar yöre halkının deniz ve kıyıdan yararlanabildiği ellerinde kalan son kullanım alanları. Bunun dışında kalan sahil şeridinin hemen hemen tamamı, daha önceki yıllarda anayasal düzenlemelere, kıyı kanununa aykırı olarak tatil köylerine, özel işletmelere  tahsis edilmiş durumda.

Halkın elinde kalan bu son sahil bandı, adeta koridordan farksız bir düzenlemeye tabi tutulacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki TURAŞ A.Ş, burada “ücretsiz” iki ayrı halk plajı inşa etmeye başladığını duyurdu.  Ancak hiç kuşku duyulmamalıdır ki bir süre sonra bu alanlar da TURAŞ A.Ş tarafından paralı hale getirilecektir. Kendisi de turizm işletmecisi olan Turizm Bakanı böylece esas amacına ulşamış olacak ve bir iki istisna dışında sahillerden serbestçe yararlanma koşulları kalmayacaktır.

Doğal olarak bundan sonra da herkese ait olan sahillerin, herkesin eşit koşullarda yararlanmasını zorunlu kılan yasal düzenlemelerin her birinin hoş sedalar olarak kulaklarımızda çınlaması ile yetineceğiz. 

Bakımlı, steril, nezih sahillerde özel işletmeciler, tatil köyleri ancak parası olanların kullanımına hizmet etmeleri varken; böyle bir iktidar tarafından sınırları daraltılmış da olsa, kalabalık,  bunaltıcı ve dışlanmışlık halleri sergileseler de, sahillerde halka kullanım alanları bırakılması ne büyük lütuf olduğunu düşünebiliyor musunuz ?   

Bu son plan değişikliği ile 17 km uzunluğundaki kıyıda Belek yöre halkı için 259 metre uzunluğunda plaj alanı kalması öngörülürken; sahil kullanım alanı 286 metreye düşürülmek istenen Kadriye bölgesinin halkı için de durum farklı değildir..

1984 yılında turizm merkezi, 1986 yılında da turizm yatırım alanı olarak ilanından sonra bugün Belek ve Kadriye bölgesinde 545 m2 lik bir alana kadar gerileyen halkın sahilleri kendi halkını çoktan unutmuş olmalı. Tıpkı o tarihlerden başlayarak bu bölgede yer alan flora ve fauna zenginliği, kıyı kumulları, kumul bitkileri, deniz kaplumbağaları, akarsu, tarım alanı, orman ve kuş türleri de tamamen unutulmak üzere olduğu gibi…  

Bu bölge planında yer alan orman yangın üssü, günübirlik tesis alanları, park alanları daraltılırken, tamamen ortadan kaldırılan kamping alanı, spor alanları sonucunda 247.700 m2 lik kısımda Turizm Tesis Alanı yaratılmıştır. Bu amaçla Serik Belediyesinin 2018 yılında Orman Müdürlüğünden 28 yıllığına kiraladığı piknik ve mesirelik çam fıstığı orman alanı da turizm tesis alanına dönüştürülmüştür.  

Turizm için hayati bir ihtiyaç olarak görülen bu plan değişiklikleri ile gerçekleştirilmek istenen bu işgal, bu yapı yoğunluğu, bu yetersiz alt yapı ve sosyal donatı alanları ile anayasa, kıyı kanunu, imar hukuku, planlama ilkeleri bir kez daha ayaklar altına alınmıştır. Kamusal yarar ve toplumsal ihtiyaçlar iktidar tarafından bir kez daha görmezden gelinmiştir. 

Hem doğal yapıya verilen zarar, hem de halkını hiçe sayan hukuksuzluklar ve paraya tapınma hallerini ortaya koyan bu hamleler, ne yazık ki hepimizin daha önceki rant yaratmak,  kamusal alanlardan zenginleşmek uğruna atılan hamlelere yeterince karşı çıkamayışlarımızın sonuçlarıdır. 

Hiç yorum yok:
Yaz yorum

-
Bültenimize Katılın