12 Aralık 2014 Cuma

Konyaaltı Sahili Tartışılıyor

Konyaaltı sahilleri için yeni bir proje açıklandı. Mimarlar odası ve Büyükşehir belediyesinin
ortaklaşa gerçekleştirdiği 20 eylülde başlayan ve 1 aralıkta sona eren yarışmada seçilen proje bilgimize sunuldu.

Konyaaltı Sahilinin gerek mimari tasarım gerekse de planlama açısından ve kent bütünü ile de ilişkisi kurgulanarak uzun yıllar bütünsel bir yaklaşımla ele alınmadığı, Konyaaltı Beach Park diye adlandırılan alanda ve daha sonra bu alandan limana kadar olan kıyıda inşa edilen mevcut tesisler zamanla işlevini kaybettiği, Konyaaltı Sahili'nin kentlilerin ve kent dışından gelen konukların kültür alış verişi içinde nitelikli bir biçimde deniz, deniz sporları ve kıyıyı kullanmaları sahilin Antalya kent kimliğinin zenginleşmesine katkıda bulunmasının yanı sıra özgün mekan tasarımı ve güzel sanatların teşvik edilmesi yarışmanın ana amacını oluşturduğu açıklanmıştı.


Danışman jüri kurulunda Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, Antepe Yönetim Kurulu Başkanı,  Antalya Büyükşehir Bel. İmar ve Şehircilik Daire Başkanı, Mimarlar Odası Antalya Şubesi Başkanı, Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi Başkanı, Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şubesi Başkanı, Antalya Kent Konseyi Başkanı yer alıyor ve konularında uzman asıl jüri üyeleri bu yarışmada yer almışlar. .
 

Görüleceği üzere işin içinde meslek odaları yer almışlar ve kriterleri, planlama ilkeleri, bilimsel ve objektif olma hassasiyetleri bakımından ortaya koyacakları bakış açısı ve tavır kent için önemli… Üstelik seçilen projenin uygulama projesi haline gelinceye kadar sürecin devam edeceği açıklandı ki, meslek odalarımız ellerini taşın altına koyduklarını, bu alanda yapılacak düzenlemelerin takipçisi olacaklarını ifade etmiş oldular.
 

Büyükşehir Belediyesi ile proje yarışmasında yer alan meslek odaları arasında bu konuda bir protokol  düzenlenip düzenlemediğini bilmiyoruz.

Projenin uygulamaya ilişkin öngörülen plan notları, yapılaşma, karayolunun trafiğe kapatılıp kapatılmayacağı, ve hepsinden önemlisi sahil şeridi boyunca halkın plajlardan serbestçe yararlanma hakkının nasıl güvence altına alındığı konularını da henüz açıklamadılar.
Bilindiği gibi ilçeler veya Büyükşehir Antalya belediyelerinin bu konudaki sicilleri bir hayli bozuk.
Özellikle meslek odaları ile birlikte başlayıp, devamı getirilemeyen, hedefinden saptırılan proje örnekleri az değil. Bunun yanında öteden beri devam ede gelen tatil köylerine, özel, tüzel kişiliklere tahsis edilebilen, kapatılabilen sahillere halkın yaklaşması bile yasak…

 

Durum böyle olunca Konyaaltı projesi denilince ilk ve öncelikle tartışılması gereken konu sahil şeridinin kullanımında herhangi bir ayrımcılık yapılacak mı ?
 
Zira, kadın-erkek ; paralı- parasız; köylü-kentli ; yerli-turist ; yandaş-muhalif; işletmeci alanı- halk alanı ; vs.vs türünden tartışmalar meslek odalarımızı aşar, onları yaralar ve kullanıldığı hissi verir kanısındayım.
 

Zira mesleki olarak bilinir ki, Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için onaylı kıyı kenar çizgisinin bulunması zorunludur. Ve Sahil şeridinde uygulama  imar planı yapılıp onaylanmadan uygulamaya geçilemez. Sahil şeritlerinin birinci bölümünü içeren uygulama imar planları ise tümüyle açık alan olarak toplumun kullanımına tahsis edilecek şekilde düzenlenir.

Sahil şeridinin ikinci bölümünde yapılacak planlardaki yapı ve tesisler de toplumun yararlanmasına açık olmak şartı ila konaklama hariç bu mevzuatta tanımlanan günübirlik turizm yapı ve tesislerini kapsayacak şekilde düzenlenir.

Onaylı uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde; kıyıya geçişi engelleyecek şekilde oluşturulmuş duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engellerin derhal kaldırılması, ilgili valilik ve belediyelerce sağlanır.

Sahil şeridindeki düzenlemeler toplumun yararlanmasına ayrılmış yapı olduğunu tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenmesi zorunludur.

Hal böyleyken, kadınlar plajıymış, kurum plajıymış, işletmecinin şezlongu, şemsiyesiymiş gibi nedenlerle halkın sahillerin herhangi bir yerinden gelip geçmesi, kullanımı, giriş çıkışı engellenecekse bunun baştan açıklanması ve bilinmesinde yarar vardır. Böylece kimse kimseyi perdelediği suçlamasıyla karşılaşmasın
 

Antalya da yaşayan herkes bilir ki bu alan ranta feda edilmiş bir çatışma alanıdır. Defterdarlıktan, Konyaaltı belediyesine, Büyükşehir Belediyesinden her türlü “girişimciye” kadar  kimin söz sahibi olacağı çekişmeleri yüzünden son yıllar “ yeter artık buraya çeki düzen verin” feryatlarıyla geçti.

Son hamleyi de Başkan Türel yaparak “plajlar halkındır, bedavadır” diyerek ve göstermelik yerleştirilen şemsiye şezlongları korumasız bırakıp, böyle de olmuyor,. çalınıyor, kırılıyor görüntüleriyle yeni bir düzenleme gerektiği algısı yarattı.   

Şimdi bu algının peşi sıra meslek odalarının arkasından dolanıp bildiğini mi okuyacak yoksa sahil şeridinin amacına uygun kullanımı için mi hareket edecek ?

Dakka bir, gol bir misali bu projenin Boğaçayı projesi ile bütünleştirileceğini açıklayan Türel’e “bari bu yarışmayı bu kapsamda yapsaydınız da ortaya ne çıkacağını daha bütünlüklü görülebilseydik” demek gerekmiyor mu ?      

Önümüzdeki günlerde bu projenin detayları etraflıca tartışılmalıdır…

Özellikle daha deniz kenarına gelmemiş, denize girememiş doğma büyüme yetişkin Antalyalılar, dolmuş parası hesabı yapanlar, kamusal alanlarda yalnızca parası olanlar için düzenleme yapılmasını istemeyenler, kamusal hizmetlerin ticarileştirilmesini istemeyenler, sahil şeridi boyunca hiçbir nedenle herhangi bir engelle karşılaşılmaksızın dilediğimiz yerden sahilden ve denizden yararlanmak gerektiğini düşünenler bu tartışmaya katılmalıdır…  12.12.2014
-
Bültenimize Katılın