Şimdilerde dünyaya ve yaşam tarzlarımıza
meydan okumakta olan virüs
türünün, Corana virisü olarak adlandırılmasının nedeninin, “Corona” sözcük anlamlarından birinin “taç” olması ve bu virüsün taç şekline benzetilmesinden
kaynaklandığı, ışık halesi, doruk gibi anlamları da içerdiği belirtiliyor.
Corona Virüsü Covid 19 salgın hastalığı nedeniyle ülkemizde de
teyakkuz halinde tedbirlerin açıklandığı, “kendini koru”, “evde kal”, “en az temas”
gibi temalarla, gerekirse hayatı durdurmaya doğru yol aldığımız günlerden
geçiyoruz.
Diğer bir ifade ile hiçbir kimsenin veya çevrenin kendisi
dışındakilerden daha ayrıcalıklı olamayacağı gerçeğinin, işbirliği ve
dayanışmanın, sağlığımızı, çevremizi korumanın, doğa ile uyumlu yaşamanın toplumsal
olan yana uygulamaların kaçınılamaz pratiklerini hayata geçirmeye çalışıyoruz.
Milletin can derdinde olduğu, kendini dışarıya kapadığı bugünlerde,
Salda Gölü’ne musallat olan "iktidar virüsü" ise ne yazık ki boş durmuyor…
Adeta
yangından
mal kaçırır gibi Salda Gölünün kıyısında, Halk plajının girişinde 20 ye yakın
işçiyle Konteynırlar yerleştiriyorlar, kazma, kürek çalıştırılıyorlar. Bunlar
yapılırken bilgilendirme adı altında ihalesi yapılan projeye göre daha az kafe,
daha az büfe, daha az WC ve soyunma kabini yapacaklarını açıklıyorlar…
Kaymakamlığın
yalnızca bu açıklaması bile aslında dava konusu edilen projenin zarar verici
olduğunu kabulden başka bir anlama gelmiyor. Çünkü bu imalatların seyreltilmesi
zararı ortadan kaldırmıyor.
Siyasi
irade hukuksuzluğu kendine baş tacı yapmış durumda. Demek ki TOKİ ihaleleri,
mahkemelerde verdikleri savunmalar, usulsüz ÇED gerekli değildir kararları ve
ibraz ettikleri projelerin hepsi birer keyfiyet sembolleri olarak hatıralarda
kalacaklar.
İstedikleri
gibi proje yapmak, değiştirmek, yapılacak imalatlar, foseptikler, kirli sular,
eksoz kirliliği, dökülecek betonlar, insan yoğunluğu vs.vs hepsi bir arada kapalı
havza konumunda olan ekolojik yapıya vereceği zararları hakkında hiçbir etüt
yapılmadan, ilkel yöntemlerle, kireçlerle sınırlar belirlemek, demir kazıklar
çakmak… bir iktidar virüsü olarak corona talanının Salda Gölü için hayati
tehditler oluşturduğunun açık kanıtları…
Salda Gölü’nün, doğal yapısı, görsel güzelliği, eşsiz
oluşumu nedenleriyle yalnızca bölgesel ve ulusal değil, dünya çapında bir doğa
harikası olarak doruklarda yer aldığı, adeta bir taç gibi ışık haleleriyle seyrine
doyum olmadığı gören herkesin malumu…
Ancak
belirtmeliyiz ki şu an için ilan ettikleri yapılaşma dahi, Salda gölünün doğal
yapısını yok etmeye yetecek kadar öngörüsüz, hesapsız ve insafsızdır. Çünkü bu
ben yaptım oldu bittici otorite, bu havzanın doğal yapısının hangi çevresel
etkilerden olumsuz etkileneceğine ilişkin hiçbir veriyi, araştırmayı, bilimsel
açıklamayı kaale almıyor. Uluslararası hiçbir anlaşmanın, yasal düzenlemelerin
gereğini yerine getirmiyor.
Tekrar belirtelim ki Salda gölü ve çevresinin doğal sit
alanı olarak peyzaj özellikleri, sulak alan olarak sahip olduğu biyolojik
çeşitliliği, jeolojik ve kimyasal özellikleri bakımından barındırdığı endemik
ve nesli tehlike altındaki türlerin barınma, beslenme ve üreme alanı olarak
önemli doğa ve önemli kuş alanı kriterlerine sahip olması, Mars gezegeninin
yüzey özelliklerini taşıyan dünyadaki iki bölgeden birinin Salda Gölü olduğu
gerçeklikleri, bu alanda ziyaretçi akımının teşvikini değil, kontrol altına
alınmasını, nemalanma fikriyle değil, bir açık hava müzesinden farksız
değerlendirme fikriyle hareket edilmesini zorunlu kılmaktadır.
Salda gölü, corana talanına kurban gitmemelidir.
Hiç yorum yok:
Yaz yorum