19 Mart 2020 Perşembe

SALDA GÖLÜ VE CORONA TALANI

Posted by   on


Şimdilerde dünyaya ve yaşam tarzlarımıza 
meydan okumakta olan virüs türünün, Corana virisü olarak adlandırılmasının nedeninin, “Corona” sözcük anlamlarından birinin “taç” olması ve bu virüsün taç şekline benzetilmesinden kaynaklandığı, ışık halesi, doruk gibi anlamları da içerdiği belirtiliyor. 


Corona Virüsü Covid 19 salgın hastalığı nedeniyle ülkemizde de teyakkuz halinde tedbirlerin açıklandığı, “kendini koru”, “evde kal”, “en az temas” gibi temalarla, gerekirse hayatı durdurmaya doğru yol aldığımız günlerden geçiyoruz.  


Diğer bir ifade ile hiçbir kimsenin veya çevrenin kendisi dışındakilerden daha ayrıcalıklı olamayacağı gerçeğinin, işbirliği ve dayanışmanın, sağlığımızı, çevremizi korumanın, doğa ile uyumlu yaşamanın toplumsal olan yana uygulamaların  kaçınılamaz pratiklerini hayata geçirmeye çalışıyoruz.

Milletin can derdinde olduğu, kendini dışarıya kapadığı bugünlerde, Salda Gölü’ne musallat olan "iktidar virüsü" ise ne yazık ki boş durmuyor…  

Adeta yangından mal kaçırır gibi Salda Gölünün kıyısında, Halk plajının girişinde 20 ye yakın işçiyle Konteynırlar yerleştiriyorlar, kazma, kürek çalıştırılıyorlar. Bunlar yapılırken bilgilendirme adı altında ihalesi yapılan projeye göre daha az kafe, daha az büfe,  daha az WC ve soyunma kabini yapacaklarını açıklıyorlar… 


Kaymakamlığın yalnızca bu açıklaması bile aslında dava konusu edilen projenin zarar verici olduğunu kabulden başka bir anlama gelmiyor. Çünkü bu imalatların seyreltilmesi zararı ortadan kaldırmıyor.  

Siyasi irade hukuksuzluğu kendine baş tacı yapmış durumda. Demek ki TOKİ ihaleleri, mahkemelerde verdikleri savunmalar, usulsüz ÇED gerekli değildir kararları ve ibraz ettikleri projelerin hepsi birer keyfiyet sembolleri olarak hatıralarda kalacaklar. 

İstedikleri gibi proje yapmak, değiştirmek, yapılacak imalatlar, foseptikler, kirli sular, eksoz kirliliği, dökülecek betonlar, insan yoğunluğu vs.vs hepsi bir arada kapalı havza konumunda olan ekolojik yapıya vereceği zararları hakkında hiçbir etüt yapılmadan, ilkel yöntemlerle, kireçlerle sınırlar belirlemek, demir kazıklar çakmak… bir iktidar virüsü olarak corona talanının Salda Gölü için hayati tehditler oluşturduğunun açık kanıtları… 

Salda Gölü’nün, doğal yapısı, görsel güzelliği, eşsiz oluşumu nedenleriyle yalnızca bölgesel ve ulusal değil, dünya çapında bir doğa harikası olarak doruklarda yer aldığı, adeta bir taç gibi ışık haleleriyle seyrine doyum olmadığı gören herkesin malumu…

Ancak belirtmeliyiz ki şu an için ilan ettikleri yapılaşma dahi, Salda gölünün doğal yapısını yok etmeye yetecek kadar öngörüsüz, hesapsız ve insafsızdır. Çünkü bu ben yaptım oldu bittici otorite,  bu  havzanın doğal yapısının hangi çevresel etkilerden olumsuz etkileneceğine ilişkin hiçbir veriyi, araştırmayı, bilimsel açıklamayı kaale almıyor. Uluslararası hiçbir anlaşmanın, yasal düzenlemelerin gereğini yerine getirmiyor. 



Tekrar belirtelim ki Salda gölü ve çevresinin doğal sit alanı olarak peyzaj özellikleri, sulak alan olarak sahip olduğu biyolojik çeşitliliği, jeolojik ve kimyasal özellikleri bakımından barındırdığı endemik ve nesli tehlike altındaki türlerin barınma, beslenme ve üreme alanı olarak önemli doğa ve önemli kuş alanı kriterlerine sahip olması, Mars gezegeninin yüzey özelliklerini taşıyan dünyadaki iki bölgeden birinin Salda Gölü olduğu gerçeklikleri, bu alanda ziyaretçi akımının teşvikini değil, kontrol altına alınmasını, nemalanma fikriyle değil, bir açık hava müzesinden farksız değerlendirme fikriyle hareket edilmesini zorunlu kılmaktadır.
Salda gölü, corana talanına kurban gitmemelidir.  

Hiç yorum yok:
Yaz yorum

-
Bültenimize Katılın