Resmî açıklamalar arka arkaya geliyor.AKP Burdur İl başkanı, milletvekili, Tek Adamın çevreden
sorumlu bakanı,
Tek Adamın ülkenin bütün sorunlarıyla ilgili eşi,
birbirleri
ardı sıra açıklamalar yapıyorlar.
Salda Gölü'nde "Millet Bahçesi" adı altında
yapılan ihalenin kabul edilemez
hukuksuzluklarla kotarılmak istenmesi ve neden olacağı doğa kıyımına kamuoyu
tepkisi büyüdükçe; resmî açıklama trafiği de hızlanmış oldu.
Yuvarlak laflar, gerçeğe aykırı açıklamalar ile kendi
dışındakileri suçlayarak aklanmaya çabalayan iktidar çevreleri gerçekte bir açmaza düştüklerini de itiraf etmiş oluyorlar...
Oysa konu son derece açık ve basit.
1- İmar Planı askıda, müteahhide teklif istenen ihale
şartnamesi ve yapılar ortadadır ama buna rağmen kıyıdan 300 metre boyunca
yapılaşma yok, çivi bile çakılmayacak denilmektedir...
Belli ki neden oldukları infiali ve tepkileri yumuşatmaya çalışıyorlar.
Ama nafile, Ayder ve Uzungöl gibi TOKİ uygulamaları ile
sabıka dosyası kabarık bir iktidarın sözüne güvenilmeyeceği gibi, sıkılmadan
gerçekleri gizlemelerine de şaşmamak gerekiyor.
2- Zira Salda gölü Millet Bahçesi düzenlemesinde kıyı
kenar çizgisi esas alınmaktadır. Buna göre ilk 50 metre içinde yapılan yapılar
bulunmaktadır.
Soyunma odaları, duş kabinleri gibi..., ikinci 50 metre
içinde cafeler, satış birimleri,
yönetim birimleri, sağlık birimi, oturma birimleri, kıraathaneler, mescitler ve
diğer dinlence ve eğlence yapıları inşa edilecektir.
Koca koca foseptik
çukurları, Kanalizasyon kanalları,
elektrik su vs altyapı kazılarıyla Salda gölüne 50 metre yakınlıktaki alanlarda
“hesapta 1.000.000 kişiye hizmet vermek üzere” yeraltı ve yerüstü bütünüyle
inşaat alanı haline getirilecektir.
Hiç kuşku yok ki imalatlar yapılırken de, tamamlandıktan sonra da, bu
yapılaşmanın ve ziyaretçi hareketliliğinin yaratacağı baskı ile Salda Gölü
doğal özelliklerini hızla yitirecektir.
3- Bu durum yetmiyormuş gibi beyaz kumsalın üstü de, yer
yer yürüme yolu adı altında gölün kenarına kadar ahşap kaplamalarla
kapatılacaktır... Bu nedenle kumsalın bu kısımları ışıksız kalacak ve bir
süre sonra özelliğini yitirmesine neden olacaktır.
4- Bu eşsiz niteliklere ve güzelliklere sahip doğal yapı
bu haliyle korunamayacağı gibi, yapılmak istenenlerden bu alanın bu yolla işgal edilerek nemalanmak üzere imkan yaratılmak amacıyla hareket edildiği son derece aşikardır.
Kaldı ki plan kararlarına
göre bu aşama için 28.100 m2 ye kadar kapalı alan oluşturma imkanı sağlanmış durumdadır.
Bu yaklaşım ile kısa bir süre sonra inşaat alanını
genişletmek istemeyeceklerinin hiç bir güvencesinin bulunmamaktadır.
Çünkü şu ana kadar yaşanan bütün gelişmeler Çevre Kanunu, İmar Kanunu, Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kıyı kanunu, Sulak Alanların Korunmasına ve
Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu biline biline hayata geçirilmektedir.
Alanın 1.derecede doğal sit ve sulak alanı olması ve
tabiat parkı niteliğinden kaynaklanan koruma, kullanım ve planlama ilkelerine uyulması zorunlulukları hiçe sayılmaktadır.
Hiç tereddüt etmeden, rahatlıkla ifade edebiliriz ki;
Millet Bahçesi fikri de, bu fikri uygulamak üzere
gerçekleştirmek isteyen planlama da tamamen yersiz, dayanaksız ve yasa dışıdır. Siyasi irade Salda Gölünde suç işlemektedir.
Yapılanların devlet otoritesinin kötüye
kullanımından başka bir anlamı bulunmamaktadır.
O nedenle İdare mahkemesinde ihalenin yürütmesinin
durdurulması talebi ile iptali davası açılmıştır.
Buna rağmen İhale yapılmış ve 7 iştirakçinin teklifleri
değerlendirilmek üzere ihale 1 hafta ertelenmiştir.
Bunun üzerine bu ihalenin failleri hakkında koruma
alanlarında yasa dışı inşaat yapmak üzere ısrar ettikleri gerekçeleriyle suç
duyurusunda bulunulmuştur.
Yüzbinlerce yurttaş Salda’ya dokunma diye imza vermiştir.
Yeşilova sakinlerinin açtığı dava dışında uzman kişi ve kuruluşlar, düzenlemenin
durdurulması için açıklamalar yapmışlardır.
Burdur, Antalya, Ankara Barolarının, Şehir plancıları Odasının, Mimarlar Odasının, Peyzaj
Mimarlar Odasının açıklamaları ve bu düzenlemenin iptali için açtıkları iptal davaları vardır.
Bütün bu gelişmelerin iktidar/muhalefet çekişmesi gibi
kamuoyuna yansıtılması ayıptır, gayri ahlakidir. Bu durum yangından mal kaçırılacak gibi
hareket edilecek bir konu değildir.
Sorun, kaç milyon ziyaretçinin ihtiyacının
karşılanmasından önce, Salda gölünün yaşamsal nitelikleri, doğal yapısı,
koruma statüsü zarar görmeden nasıl bir
düzenlemenin mümkün olabileceğinin ortaya konulmasıdır.
Bu amaçla ihale iptal edilmeli, geniş tabanlı ve
çok
bileşenli tartışmalar ve değerlendirmeler yapıldıktan sonra elde edilecek
sonuçlara göre uygulama projesi aşamasına geçilmelidir...
Ülkesine, ülkesinin insanlarına ve doğasına değer veren
her yetkilinin ve iktidar çevresinin önceliği ve sorumluluğu bu olmalıdır...
Hiç yorum yok:
Yaz yorum