9 Mayıs 2019 Perşembe

BALBEY’DE BİRLİKTE KARAR ALABİLMEK

Posted by   on


“Balbey Kentsel Sit Alanı ve Çevresini kapsayan Yenileme Alanı” planlama ve uygulama süreci hakkında nasıl bir yol izlenecek ? 


Türel Yönetiminin bu alanı yerel seçim
malzemesi olarak kullanmak üzere, 
2018 Nisan ayından itibaren son derece 
üstünkörü bir el çabukluğu içinde, 
neredeyse elden takipli piyasalaştırma 
girişimleri hak sahipleri ile Büyükşehir 
Belediyesinin mahkemelik olmasına neden olmuştu.  

Bu ve benzeri yaklaşımları nedeniyle Türel Yönetiminin seçimi kaybettiği biliniyor. Balbey projesinde kent dinamikleri ve hak sahipleriyle birlikte hareket edeceğini deklare eden CHP adayı Muhittin Böcek  ise seçimin kazananı oldu.  


Şimdi sıra Balbey Projesinin rotasının belirlenmesine geldi. Görüşmeler, toplantılar, brifingler ardı ardına sürdürülüyor… 
Mahalle sakinleri de boş durmuyor, “kaale alınmak” üzere ellerinden geleni yapıyorlar…
Bu girişimleri sonucunda şu ana kadar kendilerine gösterilmeyen yenileme alanının tamamının tasarım projesini görme imkanı elde edenler oldu.                                                 
Kimi hak sahipleri de, ”I. Etap proje alanı planlamasını kabul etmiyorsanız, bu projenin tamamen rafa kaldırılması da önerilebilir” gibi ölümü gösterip sıtmaya razı etme dilini kullanan yetkililerle karşılaştı. 

I.Etap Proje alanında % 85 kabul imzasının olduğu bu nedenle uygulanması gerektiği görüşünün kabulü ise şu ana kadar olan biten bütün usulsüzlüklerin, oldu bittilerin, kollama, kayırma vaatlerinin, kamulaştırma tehditlerinin gölgesinde, sonuçları tartışılmadan attırılan imzaların üzerinin örtülmesini de sağlamış olacak.


Yaşanan gelişmelere karşın I. Etap projenin kaldığı yerden devamı edilmesini kabullenmek, Türel Yönetiminin kendince iş bitirici ama hak yiyici anlayışına teslim olunması sonucunu doğuracağı kadar, bu alanın bütünlükçü bir şekilde yeniden ele alınmasına da engel olacak.


Bütün hak sahiplerince de bilindiği gibi planlar, projeler, yönetmelikler tek taraflı olarak hazırlandı. Hemen hiçbir çalışma, hak sahipleri ile mutabakata dayanmamakta. Hak sahiplerini birer rant düşkünü olarak ele alarak, kimi nasıl ikna ederim kaygısına dayalı ilkesiz, amaçsız ve sırf alanın ticarileştirilmesini kotarmaya endeksli bu yaklaşım kabul edilemez.


Plan notlarında da görüleceği üzere tescilli taşınmaz kültür varlığı niteliğindeki yapıların dışında, bitişik olmayacak şekilde  garaj, çay ocağı, wc, depo, kömürlük dahi yapılabileceğini öngören bir bakış açısı ile bu yapıları korumak, yaşatmak söz konusu olamayacağı açık bir konu. Dış doğramalarında  PVC yi düşünebilen bir yaklaşım ile bu tarihi ve kültürel mirası taşıyan alanın özgünlüğünün, dokusunun, otantikliğininin  sürdürülmesi  de mümkün olamayacak. 

Yenileme alanının adeta inşaat deposu haline dönüştürüldüğü, bu yaklaşım sonucunda tarihsel ve kültürel varlık olarak tescilli yapıların birer “lekeden” ibaret kaldığı çıplak gözle bile görülebiliyor.  

Oysa bu proje ile Balbey mahallesinin “Kentsel Sit Alanı” olmasını sağlayan sokak, mahalle, yollar, dönemsel mimariyi simgeleyen yapılar, bahçeler, bahçe duvarları, kapılar, yapı malzemeleri v.b gibi kültür varlıklarının korunması ve öne çıkarılması hedeflenmelidir.


Böyle bir alanın ticari ve rantsal kaygılarla tek taraflı olarak üretilen projelerle heba edilmesi yerine, kentin tüm dinamiklerine açık tartışma ve değerlendirme platformlarında ele alınması, elde edilecek verilerin gerekli görülürse ulusal mimari proje yarışması ile projelendirilmesi yoluna gidilmesi, uygulanacak proje maketinin kentlilerin değerlendirmesi ve buna göre son şeklinin verilmek üzere teşhir edilmesi, “kenti birlikte yönetmek” anlayışının en temel ve asgari uygulama seçenekleridir.   


Bütün bu nedenlerle Kentsel Sit sınırları dışında kalan alanın 5366 sayılı yasaya göre planlanması sonucunda Balbey Kentsel Sit Alanı dışında Balbey Mahallesinin yaklaşık % 50 sine tekabül eden “Etkileşim Geçiş Alanı” olarak belirlenmiş olan alanda 3194 sayılı İmar kanunun18. Madde uygulamasıyla oluşan yeni imar adalarında, yeni yapılaşma koşullarına göre planlamanın şekillendiğini görmekteyiz.                                                                        
 


































    1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar  Planında 1. Etap olarak tanımlanarak, yapı koşulları belirlenerek uygulanması öngörülen alan ile birlikte, bu alan dışında kalan ve 2. Etap olarak adlandırılarak uygulanacağı algılanan alan incelendiğinde; 
2. Etap ile ilgili her ne kadar inşaat emsali ile yapı koşulları belirtilmemiş olmasına rağmen   – ki “Etkileşim Geçiş Alanı” olarak belirlenmiş alanın bir bütün olarak ele alınarak yapı 
koşulları da tanımlanarak planlanması gerekirken-                                                                    Kentsel Tasarım projesi kapsamında sunulan paftalardaki yapılara ait siluetlerden Mahalleyi 
çevreleyen ana ulaşım aksına paralel oluşan yeni imar adalarında yapı inşaat emsalinde artış yapıldığı, buna dayalı olarak da bina yüksekliklerinin oldukça artırılmış olduğu, 
bunun ise Korunması gerekli “SİT Alanı” niteliğindeki alanın özgünlüğünü olumsuz etkileyeceği tespit edilmiştir. 

Öneri sunu paftalarındaki siluetlerden; Bina kütlelerinin hacimsel büyüklüğü ve sayısı tarihi ve kültürel doku üzerinde ezici bir etki yaparak bu alanın dışarıdan algılanmasını zorlaştıracağı tespiti ile birlikte Ana Ulaşım Planı ile ilişkisi araştırılmadan SİT alanı çeperinde oluşan yapı adalarının altında yer alacağı öngörülen yer altı Otoparklarının ise ayrı bir sorun oluşturacağı saptanmıştır. 

Zira bu yer altı otoparkları Antalya’nın merkezinde yer alan tarihi yerleşim alanına ait Raporlarda da belirtildiği gibi yoğun yeşil dokusunun yok olmasına neden olacaktır. Bu durum Koruma amaçlı planlarına ait plan hükümlerine de aykırıdır.


Yukarıda yer alan tespitlerimizin dikkate alınarak, başta bu yanlışlıklar ve belirsizlikleri de taşıyan “Etkileşim Geçiş Alanı” bütüne ait planın 1. Etap uygulama planı olarak hazırlanan kısmının iptal edilerek, alan bütününün Kentsel Yenileme kanunu ve ilkeleri yerine, 2863 sayılı Yasa ve Yönetmelikleri ile birlikte yine aynı Kanunun ilke kararları esas alınarak revize edilmesini önermekteyiz.


Yıllardır çözüm bekleyen ve Kaleiçi dışında ilk yerleşim alanı niteliğinde ki  Balbey Mahallesinin özgün dokusunun korunarak geliştirilmesi yerine, yerleşik halkının dışlanarak ve kimi dayatmalarla ranta açık uygulanması öngörülen Planlarının iptali sonrası, acilen ALAN BÜTÜNÜNE YÖNELİK yapı koşulları da dahil, tüm imar uygulamalarının yapılması amacıyla çalışmaların başlatılarak sonuçlandırılması,  aksi takdirde sürekli bir şekilde yok olan, kaderine terk edilen Kültür Varlıklarımızın yer aldığı Balbey Mahallesinin de kendi ellerimizle yok edeceğimizi görmemiz gerekmektedir.  


“BALBEY MAHALLESİ” nin “YÜKSEK ALAN MAHALLESİ” ile birlikte ELE ALINARAK PLANLANMASI KENT MERKEZİNİN DOĞU BÖLGESİNİN GELİŞTİRİLMESİ AÇISINDAN DA ÖNEMİ UNUTULMAMALIDIR...

                                                                      

Hiç yorum yok:
Yaz yorum

-
Bültenimize Katılın