10 Aralık 2021 Cuma

10 ARALIK 2021 ve DECCAL

Posted by   on

Dünyaya açıldığımız pencere olarak tanıtılan Antalya, 10 Aralık dünya insan hakları gününe “deccal” kavramı ile girdi…


Antalya İlim ve Kültür Derneği (Alim Derneği) adıyla hareket eden bir cemaat yurdunda görevli personel,  Mehmet Sami Tuğrul isimli bir üniversite öğrencisini, "deccali vurdum" diyerek  hunharca katletti.


Hiç kuşku yok ki dünya hallerinden uzaklaştırılmak, dünyayı sınav yeri olarak gören bir inanç sahibi olmak ve türlü türlü referanslara dayalı ritüellerle yaşamak dinsel, kültürel, kişisel tercihlerin sonucudur.


Doğal olarak toplumun her bir bireyinin aynı duygu ve düşüncelere sahip olması beklenemez.                 O nedenle her hak sahibinden, kendi dışındaki hayatların da hak sahibi olduğu idrakinde olması ve onların tercihlerini yok sayacak, maddi veya manevi zarar verecek herhangi  bir müdahalede bulunmaması beklenir.  

 
Bireysel, toplumsal, ekonomik ve  sosyal hakların elbette bireyler ve toplum tarafından sahiplenilmesi ve uğruna mücadele verilmesi esastır ama hakkın kötüye kullanılması, hak ihlalleri söz konusu olduğunda da kayıtsız şartsız gerekli yaptırımların hayata geçirilmesi ve nihayet haksızlığın, hukuksuzluğun iklimine meydan verilmemesi siyasi otoritenin sorumluluğundadır.

 
Mesele Antalya Valiliğinin açıklamasında öne çıkarıldığı gibi sapkınlık meselesi olmadığı çok açık. Savcılık ve yargı organlarınca gizlilik kararı alınması, belli ki bu vahim sonuca neden olan çevreleri korumaya yarayacak. Muhatap cemaat derneğinin, Kepez Belediye Başkanının yaptığı açıklamalarla sorumluluklarını üzerlerinden atma gayretlerinin de toplum vicdanında beyhude olduğu ortada. Sus payı verir gibi mağdur öğrencilere KYK kapısını açarak tehlike altındaki öğrencilerin barınma hakkı sorunu çözülmüş olmamaktadır.


Bunun gibi rutin açıklamalar ve uygulamalar ardı sıra gelmekle zaten aynı hamam aynı tas ile oyalanmaya devam edileceğimiz son derece aşikar.  


Ne yazık ki kılıfına uydurulmuş, üzeri örtülmüş resmî işlemlerin, susturulmuş tanıklıkların toplamından ibaret suç mahallerinde yaşar gibiyiz. 

 
Denilebilir ki hep böyleydik. Elbette eşitsizliklerin, fırsatçılıkların ve iktidar keyfiliklerin kurumsallaştığı hangi ortam farklı olabilir ki ?

 
Ama Cumhur ittifakı ile farklı bir durağa getirildiğimiz de besbelli. Geçen zaman bizi daha ilkel, daha vahşi, daha acımasız ve yüzsüz, mütemadiyen kötülük üreten, ayrıştırıcı, yoksullaştırıcı, cinsiyetçi, kendi bekası dışında toplumu düşünmeyen keyfi bir siyasi otoritenin oyuncakları haline getirmiş  durumda.

 
İnsan hakkı, insanlık ailesine mahsus bir hak. O nedenle, birbirlerimizin yüzüne utanmadan bakabilecek kadar bu ailenin bireyleri olarak kalacaksak, toplumsal olandan yana dayanışma içinde bu oyuna son vermeliyiz.

 
 

Hiç yorum yok:
Yaz yorum

-
Bültenimize Katılın