Yetkililer, Türel yönetiminin hazırladığı taslak projeler ve planlar hakkında da bilgi verdikten sonra katılımcıların görüşlerini açıklamalarını, buna göre yol haritalarını belirlemek istediklerini belirttiler.
1. Etap proje alanında hak sahibi olup da söz alanlardan hem lehe, hem de aleyhe görüş bildirenler oldu.
Lehe görüş bildirenler ağırlıklı olarak, yerel yönetime güvendik, sözleşme imzaladık, bize söz verildiği gibi öncelikle bu alanı tamamlayın, bu dertten kurtulalım dediler.
Aleyhe görüş bildirenler ise hak etmediğimiz bir uygulama ile karşılaştık, planın iptali için dava açtıklarını dile getirdiler.
Taşınmazlarının akıbeti belirsiz olan hak sahipleri ise tahmin edilebileceği gibi bütün bu gelişmelerden şikayetçi bir dille çeşitli önerilerde bulundular.
Böcek Yönetiminin gelişmeleri ortaya koyup, bundan sonra nasıl hareket edelim sorusunu hak sahipleri ile birlikte değerlendirmek üzere düzenlediği bu toplantı önemli bir adım.
Türel Yönetiminin son derece göstermelik bir şekilde gerçekleştirdiği bu uygulama, 5366 sayılı “Yıpranan tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun 2. madde son fıkrası ile ilgili “Yönetmelik” 7. Madde hükümleri gereği idarenin yerine getirmesi gereken yükümlülükleri arasında yer alıyor.
Bilindiği gibi bu proje, 5366 sayılı yasa nedeniyle, yani yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların korunması, yaşatılması ve kullanılması amacıyla hayata geçirilmesi gerekiyor. Yani 47 tescilli yapının konumunu, sorunlarını, çözümlerini merkezine alan bir yaklaşımı zorunlu kılıyor. Türel Yönetiminin işin kolaycılığını tercih ederek, tek taraflı ve göç yolda düzelir uygulamaları yanında, yaklaşan yerel seçimler nedeniyle de aceleye getirmek istediği bu proje, büyük ölçüde uyuşmazlık ve çözümsüzlük üretti.
Bu buluşmadan anlaşıldığı kadarıyla beklentisi karşılanan birkaç mülk sahibi dışında, gelinen noktadan memnun olan hak sahibi yok denecek kadar az görünüyor.
Yasa ile belirlenen aşamalarda, uzlaşma olmaması durumunda Belediyeye tanınan taşınmazının kamulaştırılabileceği tehdidi altında bırakılan hak sahiplerinin tedirginlikleri fazlasıyla hissediliyor.
Kuşkusuz mahalle ile bağı kalmayan veya küçük hisselere sahip olanlar bir an önce ne olacaksa olsun dışında pek bir kaygı taşımıyorlar.
Ama halen burada yaşayanlar ve yaşamak isteyenler için ata yadigarı bu yerlerin değeri ve anlamı paha biçilmez bir değerde.
O nedenle önceki yönetim döneminde yaşanan pratiklerden edinilen deneyimler burasını yaşam alanı olarak görenler için hayati öneme sahip.
Yönetmelik 4. Maddesinde yer alan tanımlarda Etap alanı ile kasıt edilenin
“yenileme alanı içinde belirlenecek alt alanları” Etap proje ve Programı ile kasıt edilenin ise “yenileme alanı içindeki etap alanlarında yapılacak projelendirme ve uygulamaların öncelik sıralaması ve zamanlamasının belirlendiği programı” olduğu yazılıdır. Yönetmelik 15. Maddeye göre ise “Etap projede yer alan özel mülkiyete konu taşınmazların uygulamaya katılma şekli taşınmaz malikleri ve idare arasında belirlenir.” denilmektedir.
Yasa ve yönetmelik yenileme alanından bahsetmektedir. İşlemler, düzenlemeler ve uygulamalar itibariyle ilan edilen yenileme alanı kendi bütünlüğü içinde ele alınmadan, tescilli yapıları, geleneksel yapıları, dönemsel yapıları ve geçiş alanları, kentle olan bağları ile birlikte, hukuksal sorunları çözülmeden, buna göre planlanıp onaylanmadan; yani yenileme alanının tamamında bir “alan yönetimi” oluşturulmadan, neyin “altlığı” olduğu belirsiz bir şekilde ortaya konulan 1. Etap proje alanının hukuki ve fiili olarak boşlukta olduğu son derece açıktır.
1. Etap proje alanında yer alan, 4 adet tescilli yapı, 3 adet geleneksel yapı, 2 adet dönemsel yapıya, piyasacı ve rantçı bir yaklaşım içinde öncelik verilmesi, diğer alanlardaki 47 adet tescilli yapıya yönelik düzenlemelerin ötelenmesinin tercih edilmesi, bu mahallede yaşanmakta olan kaotik sürecin sona ermesine katkısı olmayacaktır.
Kaldı ki plan bütünlüğü ve mutabakatları sağlandıktan sonra yine 1.Etap proje alanından imalatlara başlanmasının önünde hukuki bir engel de bulunmamaktadır.
Doğru, makul ve hukuki olan yolun tercih edilmesi bütün hak sahipleri kadar kentsel yaşama da olumlu katkılar sağlayacaktır...
Hiç yorum yok:
Yaz yorum